Rahim ağzı kanserinin en büyük risk faktörü, HPV denilen bir virüs enfeksiyonudur. Bundan yıllar önce, bu virüs ilk tespit edildiğinde, sadece genital siğillere neden olduğu düşünülmekteydi. Ama bu gün bilinmektedir ki, bu virüs rahim ağzına sessizce yerleşip, rahim ağzında, yıllar içerisinde bir takım değişikliklere neden olup önce prekanseröz denilen kanser öncesi lezyonlara daha sonra da kansere neden olmaktadır. Bu gün kanserli hastaların bir çoğunda HPV virüsü pozitif olarak bulunmuştur. Kanserden ölen kadınlara bakıldığında ise bunların %100’ünde HPV saptanmıştır.

HPV, cinsel yolla vücuda giren bir hastalıktır. Fakat, diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara nazaran, tam bir penetrasyon gerekmez, cildin cilde değmesi bile HPV enfeksiyonun kapılması için yeterlidir. Bugün Amerika’da yapılan çalışmalarda %75 oranda kadının HPV tarafından enfekte olduğu bulunmuştur. Bu nedenle bu virüse karşı aşılar geliştirilmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde bu aşılar rutin aşılama programındadır. Özellikle cinsel aktivitesi başlamamış kız çocukları ve bazı ülkelerde erkek çocukları aşılanmaktadır. Eski bilgilere göre, HPV virüsünün bir kez vücuda girince ömür boyu o vücutta kalacağına inanılmaktaydı. Ama, son zamanlarda bu bilgi tümüyle değişerek, HPV pozitif olan hastaların, bağışıklık sistemi güçlü olduğu sürece 3 yıl içerisinde tümüyle kurtulduğu bulunmuştur. Hatta rahim ağzındaki ilk başlardaki değişikliklerin %80 oranında düzeldiği ve normal rahim ağzı yapısına döndüğü tespit edilmiştir.